Üst menü linkleri vb şeyler buraya gelebilir...

SBS

ADTDPVAO

Atatürk'ün dış politika ilkeleri:
 
 1- Milli bağımsızlığımıza saygı gösteren ülkelerle dost geçinmek, düşmanlara karşı dikkatli olmak Dünya barışına katkıda bulunmak, barışçı politikalar takip etmek
 
 2- Yurtta Sulh, Cihanda Sulh
 
 NÜFUS MÜBADELESİ (Değiş- Tokuş)
 
 1. Lozan'da İstanbul'daki Rumlar ile Batı Trakya'daki Türkler dışındaki Türk ve Rum nüfusun değiştirilmesi öngörülmüştü.
 
 2. Yunanistan Mondros Mütarekesinden önce İstanbul'a gelmiş olan Rumlarında. İstanbullu sayılmasını istiyordu.
 
 NOT: Yunanistan'ın amacı İstanbul'da daha çok Rum bırakmaktı.
 
 3. Türk tarafı ise "yerleşmiş" (Etabli) deyiminin kendi kanunlarına göre kabul edeceğini bildirdi. Konu Adalet Divanına götürüldü. Divanda çözülemedi. Önce Yunanistan Batı Trakya'daki Türklerin mallarına el koydu. İki taraf da savaş noktasına geldiyse de anlaştılar. 1926 Nüfus mübadelesi 1930da gerçekleşti.
 
 4. Yunan Başbakanı Venizelos un Türkiye'yi ziyaretinden sonra Türkiye ile Yunanistan arasında dostluk dönemi başladı.
 
 NOT: Türk Yunan ilişkileri 1954yılına kadar dostluk çerçevesi içinde kaldı. 1954te Yunanistan'ın Kıbrıs ı ele geçirmek istemesi üzerine ilişkiler tamamen bozuldu.
 
 SONUÇTA: Doğdukları yer ve geldikleri tarih ne olursa olsun İstanbul'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Türklere Etabli " Sürekli oturan " sıfatı verilecekti.
 
 YABANCI OKULLAR MESELESİ
 
 Lozan'da yabancı okulların denetimi Türkiye'ye bırakıldı. Bu okullar Türk kanunlarına uyacaklardı. Türk Hükümeti, yabancı okullarda Türkçe, Türk Tarihi ve Coğrafya derslerinin Türkçe ve Türk öğretmenler tarafından okutulmasına karar verdi, 1926da bir tüzük yayınladı. Bazı okullar buna uymak istemediler. Diğer ülkelerden müdahale istediler. Türkiye bunu iç meselesi saydı. Hükümet kararlarına uymayan okullar kapatıldı, diğerleri uydular. NOT: Bugün sayıları 63 civarında olan yabancı okullarda Tarih, Türkçe ve Coğrafya dersleri Türk öğretmenler tarafından ve Türkçe okutulmaktadır. Türk müfettişler tarafından-denetlenmektedir.
 
 TÜRKİYE'NİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRİŞİ
 
 1. 1932 Wilson ilkelerine göre I. Dünya savaşından sonra kuruldu.
 
 2. Türkiye'nin dış problemlerini barışçı yollarla çözmesi üzerine, Cemiyet-i Akvam Türkiye yi üyeliğe davet etti.
 
 3. 18-Temmuz-l932 tarihinde Türkiye Milletler Cemiyetine (Cemiyet-i Akvam) üye oldu.
 
 IRAK SINIRI VE MUSUL MESELESİ (5-HAZİRAN-1926)
 
 Mondros Mütarekesinden hemen sonra İngilizler Musul'u işgal etti. Lozan'da çözümlenememiş ve sonraya bırakılmıştı. 1924 de başlayan görüşmelerden sonuç alınamadı, Türkiye ve İngiltere savaş hazırlıklarına başladı. 13-Şubat-1925 de doğuda Şeyh Sait ayaklanması çıktı. 4-Mart -1925de Takrir-i Sükun (Huzur ve güvenliği sağlama) kanunu çıkarıldı. Ayaklanma bastırıldı.
 
 5-Haziran -1926da İngiltere ile Ankara Antlaşması imzalı. Sınır bu günkü şekilde çiziliyor, Musul Irak topraklarında kalıyordu.
 
 NOT: Antlaşmaya göre; Irak hükümeti, petrol üzerine konan vergi gelirinden kendi payına düşecek miktarın yüzde onunu 25 yıllık bir süre için Türkiye'ye vermeyi kabul ediyordu.
 
 BALKAN ANTANTI (9 ŞUBAT 1934)
 
 1933 yılında İtalya ve Almanya'nın güçlenmesi Balkan devletlerini birbirlerine yaklaştırdı. Çünkü; İtalyanların Balkanlar, Almanya'nın da Doğuda çıkarları vardı. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya bir araya gelerek Balkan Paktını kurdular. 9-Şubat-1934 Bu Pakt ile bu devletlere ait sınırlar güvenlik altına alınıyordu.
 
 NOT: (1) Yunanistan ile ilişkileri iyi olmayan Bulgaristan Balkan Paktına alınmadı.
 

 NOT: (2)
Yugoslavya'nın ayrılması ile Pakt dağıldı. (Almanya ve İtalyan'ın baskısı ile Yugoslavya'nın Bulgaristan ile anlaşma yapması ve savaş ortamının problemleri sebebiyle)
 
 SADABAT PAKTI (9-TEMMUZ-1937)
 
 İtalyan'ın Ortadoğu üzerindeki emellerinin artması üzerine Türkiye -İran, Irak, Afganistan arasında yakınlaşma doğdu. Bu devletler 1937de Sadabat Paktını kurdular.
 
 NOT: Bu Antlaşma ile Türkiye doğu ve güney sınırlarını güvenlik altına almıştır.
 
 MONTRÖ SÖZLEŞMESİ (20 TEMMUZ 1936)
 
 Lozan'da Boğazlar komisyonu milli hakimiyetimizi sınırlamıştı. Türkiye geçişi denetleyemiyor ve asker bulunduramıyordu. İtalyan'ın Habeşistan'a saldırması, Almanya'nın Versay ile askersiz olması gereken Ren bölgesine asker sokması ve dünyanın savaş ortamına sürüklenmesi üzerine Milletler Cemiyetine başvurdu. 20-Temmuz-l936 da ilgili devletlerle yapılan Antlaşmaya göre:
 
 1. Boğazlar Komisyonu kaldırıldı.
 
 2. Türk askeri askersiz bölgeye girecek.
 
 3. Boğazlar Türk Devletine verildi.
 
 4. Ticaret gemileri serbestçe geçecek, ancak askeri gemilerin geçişi sınırlandırılacaktı.
 
 5. Savaş sırasında Türkiye Boğazları kapatabilecekti.
 
 6. Herhangi bir a Karadeniz'de bulunabilecek ve Karadeniz'de kıyısı olmayan devletlerin donanmalarına ait savaş gemileri zaman ve ağırlıkları bakımından sınırlandırıldı. Ayrıca, Boğazlardan geçecek savaş gemileri için önceden Türk Devletinden izin alınacaktı. Böylece, boğazlar üzerindeki Türk egemenliği kayıtsız şartsız kabul edildi. Sözleşme; Fransa İngiltere, Yugoslavya, Romanya, Yunanistan, Sovyetler Birliği ve Türkiye tarafından imzalı
 
 NOT: (1) Montrö Sözleşmesi ile Türkiye Doğu Akdeniz'de güçlenmiş, milletlerarası dengede önemli bir konuma gelmiştir.
 
 NOT: (2) Görüşmelerde Rusya direnmiş, İngiltere ise Almanya ve İtalyan'ın güçlenmesi sebebiyle Türkiye'nin yanında yer almıştır.
 
 HATAY MESELESİ VE HATAY'IN ANAVATANA KATILMASI
 
 1. 1921 Ankara Antlaşmasında Hatay ve İskenderun için özel bir yönetim kabul edilmişti.
 
 2. Fransa 1936da Suriye ve Lübnan üzerindeki manda yönetimini kaldırınca Türkiye müdahale ederek Hatay in durumunun belirlenmesini istedi.
 
 3. Hatay'ın geleceğinin belirlenmesi için halk oyuna başvuruldu.
 
 4. Halkoylaması Milletler Cemiyeti gözetiminde yapıldı.
 
 5. 2-Eylül-l 938 de Bağımsız Hatay Devleti kuruldu.
 
 6. Tayfur Sökmen ilk cumhurbaşkanı oldu. Daha sonra Hatay, kendi Millet Meclisinin aldığı bir kararla TÜRKİYE'YE katıldı. 29-Haziran-1939
 
 NOT: (1) TBMM Hatay'ın Anavatana katılışını 30-Haziran-1939da onayladı.
 
 7. Temmuz-1939da çıkarılan bir kanunla Hatay'ın il olması sağlı.
 
 NOT: (2) Atatürk'ün hayatının son aylarını büyük bir üzüntü ile geçirmesine sebep olan Hatay meselesi onun dahice siyaseti sayesinde çözümlendi.
 
 NOT: (3) Hatay'ın Anavatana katılması olayında Fransa, Türkiye lehine ılımlı davranmıştır. Bunda Almanya'nın yayılmacı politikalarının etkisi olmuştur.

1 Kasım 1938' deki TBMM'nin açılışına hastalığı yüzünden katılamadı. Atatürk' e on beş gün kadar son rahat günlerini yaşama olanağını veren hastalık, tekrar normal seyrinden çıkarak yeni bir krizle şiddetlendi. Ardından korkulan son bütün acıyla geldi.

    Büyük Komutan, Devlet Adamı, Devrimci ve Büyük İnsan, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09.05'te ölümlü yaşama veda etti.

    Bu kara haber Türk Milletini büyük bir yasa boğdu. 16 Kasım 1938' de tabutu, Türk Bayrağıyla örtülü bir katafalk üzerinde Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonuna konuldu ve halkın ziyaretine açıldı. Bütün İstanbul halkı büyük kurtarıcısına son görevi yapmak için Saraya koştu.

    19 Kasım 1938 Cumartesi günü sabahı, Dolmabahçe Sarayı Tören Salonunda cenaze namazı kılındı. Cenaze alayı İstanbul halkının gözyaşları arasından geçerek Gülhane Parkı'na geldi. Tabut bir torpidoya alınarak, Yavuz Zırhlısı'na nakledildi. İzmit'te özel bir trene konulan cenaze, yol boyunca Ata'larına son saygısını gösteren halkın yüreklerinde derin sızılar bırakarak 20 Kasım 1938 Pazar günü Ankara'ya götürüldü.

    Atatürk' ün tabutu Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan katafalka yerleştirildi. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, bütün Ankara halkı katafalkın önünden saygıyla eğilerek geçti. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü hafif yağan bir yağmur altında tören başladı. On iki milletvekili cenazeyi top arabasına yerleştirdi. On iki general top arabasının iki yanında nöbete durdu. Başta yabancı Devletlerin yolladıkları askeri birlikler olmak üzere, törene katılan birlikler Türk Milleti'nin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük Atatürk' ü selamlayarak geçtiler. Cenazeyi taşıyan top arabasının arkasında en büyüğünden, en küçüğüne kadar bütün Türk Milleti vardı. Atatürk' e geçici kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi' ne götürülen tabut, hazırlanan mermer lahdine yerleştirildi.

    Atatürk' ün naaşı Anıtkabir yapılıncaya dek on beş sene bu geçici kabirde kaldı. 10 Kasım 1953'te büyük bir merasimle ebedi istirahat yeri olan Anıtkabir' e nakledildi.

    O, Türk' ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır!!!
 

Bugün 68 ziyaretçi (86 klik) kişi burdaydı!
Burası sağ menü linkler vb şeyler gelecektir...
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol